Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu
TÜRKİYE ARTIK GENÇ DEĞİL YAŞLANIYOR!
Türkiye’nin ‘genç bir toplum’ olduğuna dair ifadeler tarih oluyor. Uzmanlar, artık Türkiye’de yaşlı nüfusun toplumun önemli bir bölümünü oluşturduğuna dikkat çekiyor. Geniş aile yapısı, çekirdek aileye dönüştü. Günümüzde uzmanlar, ömür süresinin uzaması ve yaşam tarzının değişmesiyle birlikte toplumda yaşlı bakım hizmetlerinin her geçen gün önem kazandığı vurguladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2012 verilerine göre Türkiye’nin yüzde 7,5’inin yaşlı olduğu, 2013’te ise oranın yüzde 10’a ulaşmasının beklendiği kaydedildi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Melahat Kızıl, Türkiye’nin benimsendiği gibi genç bir toplum olmadığına dikkat çekerek, ülkenin yaşlı bakımına yönelik politikalar belirlemesi gerektiğini bildirdi. Kızıl, “Bir toplumda yüzde 7 ile 10 arasında yaşlı nüfusu varsa o toplum yaşlıdır. TÜİK’in 2012 verilerine göre yaşlı nüfusumuz yüzde 7,5’tir. Bu oranın 2013’te yüzde 10’a ulaşması bekleniyor. Yani artık, toplumumuz yaşlandı. Toplumumuzda en yaşlı nüfusa yüzde 16,5 oranıyla Ege Bölgesi sahip. Bu yıl İzmir Ekonomi Üniversitesi bünyesinde yaşlı bakımı programını açtık. En yaşlı nüfusa sahip İzmir açısından böyle bir programın başlatılması çok önemli” dedi.
İzmir’in emekliler tarafından tercih edildiğine, kentte 5 huzur ve bakım evinin bulunduğuna öte yandan bu alanların sayıların yetersiz kaldığına dikkat çeken Kızıl, Türk toplumunun giderek çekirdek aile yapısına büründüğünü söyledi. Kızıl, “Toplumumuz, aile içini fazla dışarıya yansıtan bir toplum değil. Bu nedenle şanslıyız. Hem çocuklarını hem de yaşlılarını kolluyor. Çocuklar genelde anne babalarına bakıyor. Ancak gelişen hayat şartlarında yurtdışında yaşayan başka kentlere göç eden çocuklar, ailelerine bakamayacaklar. Bu nedenle anne babalar sahipsiz kalıyor. Yaşlıların çekirdek aile yapısında yeri kalmıyor. Bu noktada yaşlı bakım programlarının önemi ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.
“65 yaşta iki kişinden biri depresyonda”
Yaşlı nüfusun toplumsal yaşamdan ayrılmaması gerektiğini, bugün 65 yaşını yaşayan iki kişiden birisinde depresyon görüldüğüne işaret eden Kızıl, bu kişilerin aktif yaşamda yer almalarının bakıma muhtaç olma risklerini azalttığını söyledi. Türkiye’nin yaşlı topluma hazır olmadığını, bu kuşağın evlerine itildiğini belirten Kızıl, şunları söyledi:
“Aktif yaşam sadece spor değil. Bu insanlar her alanda aktifleşmeli. Belediye meclisinde yer almalı, sosyal konularda fikirlerini belirtmelidir. Toplumumuzun kendini yaşlı toplumuna hazırlaması gerekir. Sadece el öpmekle değil psikolojik olarak da kişilerin hazırlanması gerekir. Özellikle hayatını aktif yaşamamışsa depresyon olasılığı çok yüksektir. Psikolojik ve fizyolojik olarak da destek vermek gerekiyor. Yeni nesil yaşlı bakım programlarında, yaşlılarla ilgili ne yapılması gerektiği konusunda uzmanlaşıyor. Beslenmesinden tıbbi bakımına, yatağının yapımından her türlü desteği yapacak bireyler yetişiyor.”
“İleri yaşlarda hastalıklar artacak”
Toplumlarda 65 yaş ve üstü bireylerin yaşlı olarak kabul edildiğini, Türkiye’de 6 milyonu aşkın yaşlı nüfusun bulunduğunu kaydeden Melahat Kızıl, yaşlılıkla birlikte kişilerde görülen hastalıkların arttığını söyledi. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ve Amerika’da bebek doğumunun desteklendiğini, bu döneme ‘baby boomer’ kuşağı adı verildiğini anımsatan Kızıl, “Bu nüfus yaşlandı. Genellikle 75 yaş sonrası kişilerde 3 kronik hastalık bulunur. 65’ten sonra bir iki kronik rahatsızlık yaşanmaya başlanırken 75 yaş sonrası kişiler 3 kronik hastalığa hazır olmalı. İleri yaşla birlikte Demans, Alzeimer, Parkinson gibi hastalıkların da hızla yükseldiğini görüyoruz. Özellikle ileri yaş olarak tanımladığımız 85 ve üstü yaşlarda bu hastalıkların görülme sıklığı arttı. Bu da çok fazla bakım ve masraf gerektiriyor. Yaşlı bakımında özel bir ilgi ve bilgi birikiminin olması sağlanmalı” diye konuştu.
HABER |TÜM HABERLER
SAĞLIĞIN KORUNMASI SEMİNERLERİ-1
İzmir Ekonomi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Toplumsal ve Sosyal Katkı Komisyonu tarafından düzenlenen Sağlığın Korunması Seminerleri kapsamında "CİNSEL SAĞLIK" eğitimi gerçekleştirildi.
OPTICWORLD İZMİR
Bu yıl ilk kez düzenlenen OpticWorld İzmir etkinliğine 8-10 Mart tarihleri arasında Fuar İzmir ev sahipliği yaptı. İzmir Ticaret Odası, 3. Bölge
CAM FABRİKASI GEZİSİ
Optisyenlik programında öğrenim gören 21 öğrenci ve program sorumluları Öğr. Gör. Dr. Hasan DURMUŞ ile Öğr. Gör. Türkan ALKAN, İzmir’de faaliyetini sürdüren
TÜBİTAK Projeleri İçin Yol Gösterdi
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK Sağlık Bilimleri Araştırma Destek Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Prof.
BİLGİYE DAYALI DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ
İzmir Ekonomi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berna MUSAL, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO) öğretim elemanları
İZMİR SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULLARI EĞİTİM GÜNLERİ ÇALIŞTAYI
İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin işbirliği ile 7 Eylül 2023 tarihinde İzmir Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulları Eğitim Günleri-I çalıştayı ev
7 Kurumu Buluşturan Çalıştay
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), kentteki 7 yükseköğretim kurumunun katılımıyla bu yıl ilk kez düzenlenen ‘İzmir Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulları Eğitim Günleri’ çalıştayına
SEKTÖR TOPLANTILARI
Üniversitelerde aktarılan kuramsal ve uygulamalı bilgilerin sektör ile iş birliği içinde yürütülmesi öğrencilerin gelişimine olumlu katkı yaptığı açıktır. Bu nedenle okulumuz Optisyenlik